18 Ocak 2013 Cuma

Kasımpaşa 2-1 Galatasaray | Hayırlı Mağlubiyet

Maksadım galibiyet günü sevgi sözcükleri yettiremediğim Galatasaray'ı, mağlubiyetinin ardından fütursuzca eleştirmek değil. Lâkin gözün gördüğü yanlışlardan, anlık başarılarla sıyrılmak, uzun vadede size hiçbir şey kazandırmaz. Galatasaray; liderliğin zevkine, Sneijder'ın hayallerine, Schalke maçının hayallerine kapıldı belki de bu gece. Hataları görmemek için daha onlarca bahane üretilebilir, lâkin hiç bir bahane sizin yaptığınız yanlışa, doğruluk niteliği kazandırmaz. Yarın Beşiktaş kazanırsa Galatasaray liderliği devredecek, daha iyi bir teklif gelirse Sneijder başka bir kulübe gidecek, böyle oynarsa Schalke'ye elenecek... Bir an önce çözüm yoluna gidilmezse, hatalarımızla çok ciddi bir şekilde yüzleşmek durumunda kalacağız.

Doğrusunu söylemek gerekirse devre arasına girilmeden evvel Galatasaray'ın çizdiği tablo, ortalama bir başarı adına tatminkâr bir tabloydu. Ünal Aysal yönetimi geldiğinden beri sahadaki takımın üzerine bir yıldız eklemek istiyordu ki Şampiyonlar Ligi'nde devam ediyor olmak, çok büyük bir kozdu. Üstelik ortaya atılan isim Sneijder'dı ve bu transferin ihtimali ortalama bir Galatasaraylıyı kör edecek cinstendi. Doğrusunu söylemek gerekirse, geldiği takdirde takıma seviye atlatacak bir futbolcu olduğu kesin. Lâkin tek eksik bu değildi. Devre arasına girilirken Gökhan Zan dışında alternatif bir stoperi yoktu Galatasaray'ın, Ujfalusi'nin form tutması çok zordu ki zaten tekrar sakatlandı. Takım açık bir şekilde ileride hiç bir şey üretemiyordu, bunun yanında Amrabat ve Aydın dışında kanatta denenen tüm adamların asli mevki kanat değildi. Fakat Galatasaray yönetimi attığı her adımda kelimenin tam anlamıyla bir ''Türk düşünce sistemi'' izledi. Geçici zaferlerin boyadığı gözler, Sneijder'la kapatıldı. Ve bugün Kasımpaşa maçına dek hiçbir imza atılmadı. 

Bu satırları okuyan herkesin maçı izlediğinden eminim. Bu sebeple maçın üzerinde durmaya pek yanaşmayacağım. Klasik Galatasaray hatalarından fazlası yoktu sahada. Futbol olarak, Kasımpaşa'yla baş edebilecek hiçbir şey yapmadı. Fakat Galatasaray, bu gece ''hayırlı mağlubiyetlerden'' birini kazandı. Az önce söylediğim gibi, Türk mantığı gereğince, senaryoların en kötüsünü görmeden, duruma müdahale etmek olur şey değildir. Fatih Terim'in bu gece kafasından geçebilecek en kötü senaryoyu yaşadığına hiç şüphem yok. İlk devre kazanılan hiç bir başarı, süreklilik kazanılmadığı takdirde 2. devrede takıma hiçbir şey katmayacak. Lâkin bu tek mağlubiyet, tüm devrenin seyrini değiştirebilecek. En azından buna bir taraftar gözüyle inancım tam. Oyunda değinmek istediğim bir iki nokta var ki, bunlar eksiklikten ziyade artık birer hastalığa dönüşmüş şeyler...

Galatasaray, Ujfalusi'nin ardından savunmada gelişigüzel hareketler dışında bir şey sergilemiyor. Muslera'nın önündeki dörtlünün, rakip hücuma çıkarken birbirini kollamadığı açıkça ortada. Sabri'nin iyi niyetini bir kenara bırakarak konuşmak istiyorum zira bu gece sahadaki en iyi futbolcu kesinlikle oydu, en azından Galatasaray adına. Dany, defansta çalıma giren, top kaptırsa da bildiğini okuyan mahalle maçı stoperlerine benziyor. Semih, öğreneceği çok şey olduğunu belli ediyor. Riera ise zaten açıktan dönme bir bek olduğundan böylesine eksik bir savunmada çok sırıtıyor. Devre sonu analizimde de söylediğim gibi Galatasaray savunması, bağıra bağıra bir stoper istiyor ki bu adamın Kjaer veyahut Serdar Aziz gibi birisi olması gerektiği kanaatindeyim. Buna ek olarak ''büyük yetenek Emre Çolak'ın'', yürümekten başka ne yaptığını anlayamadığımı söylemeliyim. Emre'nin, Aydın'a nazaran çok büyük bir yetenek olduğu aşikâr, lâkin hiçbir zaman Aydın olamayacak. PSV kulübünün alt yapı tesislerinin girişinde yazan, çok da beğendiğim bir söz vardır, durumu özetleyecektir sanırım. ''Çalışma, yeteneği yener. Eğer yetenek çalışmıyorsa.'' 

Bir Galatasaray taraftarı olarak, mağlubiyeti bu denli hayırlı bulacağım aklımın ucundan dahi geçmezdi. Fakat artık büyük bir yol ayrımında olduğumuzu da anlamak gerekiyor. Sneijder gelir veya gelmez, buna takılı kalmak, bizi çok daha geriye itecektir. Eksikler belli, yapılması gerekenler de gün gibi ortada. Ardına sığınılacak son bahane, Schalke maçı. Umarım, o güne varmadan yönetim bir farkındalık kazanır. Zira, çok iyi bitebilecekken çöpe gidebilecek bir sezonun arefesindeyiz. Sürdürülen Türk mantığından kurtulup, çözüm yoluna gidilmezse, Kasımpaşa'nın takıma yaptığı ihtar, kısa sürede ''olağanüstü hâl'' çanlarına dönüşecektir...

Galibiyetinden ötürü Kasımpaşa'yı ve Kasımpaşa'ya gönül vermiş olanları tebrik ederim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder