Elbette ki Şampiyonlar Ligi tarihinin en çok galibiyet alan takımını koşullar ne olursa olsun küçümseyemezsiniz. Zira bu biraz da çılgınlık olur. Fakat Galatasaray'ın kazanmak için bir çok sebebi var.
UEFA Kupası Destanı'nı hiçe saymak elbette ki o tarihi yazanlara saygısızlık olacaktır. Fakat, daha büyük zaferler kazanmak adına bazı şeyleri de ardınızda bırakmanız gerekiyor. Nitekim, Galatasaray tarihinin en aklı başında yönetimi eşliğinde fethetmeye alışık bir "İmparator"un önderliği yeni zaferlerin peşinde koşmak için yazılacak bir senaryonun en olası senaristleri zaten.
Manchester United için sayfalarca analize ve "şuradan alıp, şuradan atıyorlar" diye saatlerce konuşmaya lüzum yok. Tam 98 galibiyet ile Şampiyonlar Ligi'nin en fazla maç kazanan takımından bahsediyoruz, bazı şeyler gün gibi ortada. Kazanmaya alışık bir rakip, kazanmak isteyen karşısında elbette psikolojik üstünlüğü elinde bulunduracaktır. Fakat bir gerçeği de atlamamak gerek: Zamanı geldi. Galatasaray için, geri dönüşün zamanı geldi.
Kalede Muslera'dan şüphe duymak, şu vakitte saçmalamak olacaktır. Eboue'nin tecrübesinin yanında son 5 sezonda tüm Türk takımlarından daha çok Şampiyonlar Ligi maçı oynamış stoper Cris oynamasın da Kewell mı çekilsin stopere? Semih ve Hakan'ın da çalışkan karakterlerinin yanında çimlerin titrediği bir maçta kazanma arzularının onları oynamaya iteceği de aşikar. Ferguson'ın basın toplantısında üstüne basa basa söylediği Selçuk-Melo ikilisi çoğu takım için hayal edilecek düzeyde iyi ve daha iyisi de beklenemezdi şu şartlarda. Doğuştan Galatasaraylı Amrabat'ın yanında "bağlasan durmayan" Aydın ve şartlar el verdiği sürece "yerli Messi" kapasitesindeki Emre Çolak için de kader maçı niteliğinde bir maç olacak. Umut sıçrayacak, Burak atacak. Gol bir şekilde gelecektir elbet.
Bir geri dönüş senaryosu için imparator bir senarist ve şampiyon bir takım biçilmiş kaftan olacaktır elbette. Kazanmak için kilometreleri elinin tersiyle iten taraftar da cabası. Manchester şehri için hele ki bugünkü olaylardan sonra "misafirperver" sıfatını kullanmak imkansız gibi. Zaten konuk edilmesi gereken de kilometreler katedip gümrükten geçecek bir mal gözüyle bakılan kardeşlerimiz değil. Manchester şehrinin ta kendisi. Galatasaray, ait olduğu yere döndü. Ayrılığın böylesi de lüzumsuzdu zaten. Belki şehir bizim şehrimiz değil fakat bu stat için pek de yabancı olmayan bir senaryonun son satırları için geliyor Galatasaray. Ait olduğu yere dönerken, cevabı da kendine yakışırcasına verecektir. Kazanarak değil, fethederek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder