3 Eylül 2012 Pazartesi

Güneşin Batmadığı Şehir: Milano


Aynı şehri paylaşan takımların rekabetine alışkınız aslında. Dünyanın tüm büyük şehirlerinde olduğu gibi Milano'yu da iki farklı tutkuya bölen bir rekabet söz konusu. Aynı şehri paylaşmanın ötesinde zamanında aynı ismin çatısı altında olan Milan ve Inter için tarih çok farklı seyretmiş. Geçen tam 104 yılın ardından Milano için rekabet artık çok farklı renklerde seyretmekte, aynı şehrin kollarında iki yabancı. Huzurlarınızda Derby della Madonnina...

 1899'un 16 Eylül'ünde, sonbaharın kendini yavaşça hissettirdiği o günde Milan'ın temelleri, Milano'daki Du Nord Oteli'nde atıldı. Kurucular arasında bulunan İngiliz Alfred Edwards'ın da isteğiyle, kulübün ilk adı "Milan Football and Cricket Club" olarak belirlendi. Adeta "güzel günler göreceğiz, güneşli günler.." sözüne göz kırparcasına kulüp henüz 2. yılında İtalya Ligi şampiyonluğuna ulaşmıştı. Ardından devam eden sezonlarda Milan artık o yeni çocuk değil, ayakları yere sağlam basan bir gençti. 1906 ve 1907'de ard arda aldığı 2 şampiyonluğun da etkisiyle, İtalya'nın hatrı sayılır kulüpleri arasındaki yerini oldukça kısa bir sürede, 8 yılda almıştı.Fakat kulüp içerisindeki çatlaklar, Milano Derbisi'nin temellerini atacaktı. İlk ayrılık, 1908'de gerçekleşti. 

Kulüpteki ters düşmelerin ardından kulüpten ayrılan bir grup yönetici, 1908 yılında Milan'dan ayrılarak kendi kulüplerini kurmaya karar verdiler. Hedeflenen başarının anahtarı olarak yabancı futbolcuları kendilerine hedef seçen yöneticiler "Football Clup Internazionale Milano"yu kurdular.  Anahtar olarak görülen yabancı futbolcuları takıma kazandırma politkasının da ilk adımı olarak kulübün adında Internazionale, yani "Uluslararası" ibaresi kullanılmıştı. 

Hedeflenen politikanın ışığında, ilk takım kaptanı da İsveçli Hernst Manktl olmuştu. Kulüp renkleri olarak da Milan'ın siyahının yanına maviyi eklemişlerdi. Şimdi ise hedef sahada başarıyı sağlamaktı. Milano Derbisi resmen sahne almıştı.

Inter tıpkı Milan gibi, ilk şampiyonluğunu kuruluşunun 2 yıl ardından, fotoğraftaki 11 güzel adamın önderliğinde elde etmişti. Sadece bir şampiyonluk kazanmamışlardı, birlikte bir asır eskitecekleri Milan ile Milano Derbisi'nin de temellerini atmışlardı.

Milan, Inter kurulduktan sonra belirgin bir duraklama dönemine girdi. Inter ise 1910, 20, 30, 38 ve 40 yıllarında lig şampiyonlukları yaşarken, bunun yanına bir de 1939 yılında kazandıkları İtalya Kupası'nı eklemişti. Milano şehri iki farklı devin mücadelesine tanıklık etse de, Milano'nun ilk fatihi başarıya açtı. Inter'in harika karnesine bir de Giuseppe Meazza'nın önderlik ettiği o efsanevi kadro damgasını vurmuştu, adeta o başarı pastasının "çileği" gibiydi. Milano, yeni bir fatihe sahipti.

İki kulübün arasındaki rekabet, kupasal anlamda tazeliğini korumaya devam etti. Inter, Milan'ın yokluğunda sazı eline almış, rakibine uzun yıllar da muhafaza edeceği o "şampiyonluk sayısı" üstünlüğünü resmen ilan etmişti. İtalya'da o her 10 şampiyonluğa verilen o sarı yıldızı Milan'dan tam tamına 13 sene önce kazanmış, adeta bitirici salvosunu vurmuştu. Fakat, Milan küllerinden doğacaktı...

 Fabio Capello önderliğinde Milan, Inter'in yıllardır süregelen ambargosuna noktayı koymak niyetindeydi, amaç kesin ve netti. Milano'nun "Rossoneri" yakası başarıya açtı. Capello imzayı attığında, şampiyonluk rakamlarında "Nerazurri" 13-11 öndeydi. Capello, kazanmak için buradaydı. 1991-92 ve 1992-93 sezonlarında ardı ardına gelen şampiyonluklarla durum 13-13'e gelmişti. Milan, sonunda her şeyi lehine çevirecek o fırsata sahipti. 1993-94, 95-96 ve 98-99 sezonlarında İtalya'da rüzgar, Rossoneri yakasının ardından esiyordu. Milan'ın, ezeli rakibinin gölgesinden bir güneşi kırmızı-siyah doğmuş, 16-13 de öne geçmişlerdi. Capello rüzgarı son bulsa da, Milan iyi gidişatın bir sonu vardı...

 Şike skandalının patlak vermesinin ardından 2006'dan 2010'e kadar tam 5 şampiyonluk yaşayan Inter'e karşılığı Milan 2004 ve 2011 ile vermiş, skoru da 18-18'e getirmişti. 

Tam 104 yıllık rekabet, şu an için hala Milano'yu büyülemeye devam ediyor. Rossoneri defalarca sarsılmasına rağmen dimdik görüntüsünü bir an olsun kaybetmezken, Nerazurri ise o doğuşundaki asilikten bir şey kaybetmiş değil. İki takım da hala başarıya aç ve Milano'nun bir fatihe ihtiyacı var. İngiltere için kullanılan o meşhur tabir vardır "Güneşin batmadığı imparatorluk"... Milano'nun da pek farkı yok İngiltere'den. San Siro'da doğan kırmızı-siyah güneş, Giuseppe Meazza'da doruklara masmavi olarak ulaşıyor...

2 yorum:

  1. Pardon konuyla alakası yok ama blogun üst kısmına nasıl menü bar eklediniz ? ve sayfanın sol kısmına amblemleri nasıl eklediniz ? cevaplarsanız sevinirim.

    YanıtlaSil
  2. Menü Bar kısmıyla ben ilgilenmedim, bir arkadaşım halletti. Amblemler de photoshop programıyla yapılan bir arka plan çalışması.

    YanıtlaSil