Pazartesi maçları, şampiyonluk iddiasını taşıyan takımlarda daima bir stres havası oluşturmuştur. Sonuç itibariyle, liderlik için yarıştığınız tüm kulüpler maçını oynamış ve baskı tamamen sizin üzerinize kalmıştır. Fenerbahçe'nin 6-1'lik galibiyeti, Fenerbahçe'yi havaya sokacağı gibi Galatasaray üzerindeki baskıyı daha da arttırmıştı, 6 maçtır Sivas deplasmanında kazanamayan bir Galatasaray olduğunu da bunun üzerine eklersek bu pazartesinin Galatasaray için zor geçeceği çok açık ortadaydı. Taraftarlar her ne kadar endişe içerisinde olsa da Galatasaray'ın kulübesinde bir teknik direktör değil, bir " imparator " vardı bu gece.
Galatasaray maça istediği gibi başlamıştı, yarı sahada pas yapan ve oyunu kontrol altına aldığı zaman Galatasaray'ın ne kadar iyi hücum futbolu oynadığına bu maça kadar hepimiz tanıklık etmiştik. Kötü zemin Eskişehir maçını anımsatsa da oynanan futbol bu sefer galibiyeti hak eden cinstendi. Sivasspor'un etkili kontra-atakları ve Eneramo'nun etkili oyunu zaman zaman tedirginlik oluşturacak cinsten de olsa Necati'nin 14. dakikada yıllarca unutulmayacak cinsten bir gol atması, hem Galatasaray'ı havaya soktu hem de oyun olarak rahatlamamızı sağladı. Sivasspor'un çok ciddi pozisyonlar bulmasına rağmen Galatasaray'ın belki de bu sezon yaptığı transferlerden en etkilisi olan Muslera bu sezonun en iyi maçını çıkararak Sivas'ın maça ortak olmasına izin vermeyince ilk yarı da Galatasaray'ın üstünlüğüyle sona erdi.
2. yarı adeta ilk yarının kopyası niteliğindeydi, iki takımın da karşılıklı goller kaçırması seyir zevki açısından çok hoş bir maç izlememize sebep oldu gerçekten. Sivasspor Eneramo, Galatasaray da Necati'nin önderliğinde hücumda etkin olmaya çalıştı, iki tarafın da son vuruşlarda beceriksizliği skorun böyle devam etmesine neden oldu. Necati'nin kaçırdığı pozisyon sonrası iyi bir duran top organizasyonunda bulunan 2. gol - Ujfalusi bu gol ile bu sezon transfer edilen tüm oyuncuların gol atmasını sağladı - skoru 2-0'a taşıdı ve Sivasspor'un da oyundan bir nevi kopmasına sebebiyet verdi. Emre Çolak'ın etkisiz oyunu sonrası oyundan alınmasından sonra, oyuna giren Aydın çoğu kişi tarafından eleştiri oklarına sebep olsa da sonunda kendisinden beklenilen o patlamayı yaparak skoru 3-0'a taşıdı ve kendisiyle birlikte Galatasaray'ı da moral olarak zirveye taşıdı. Uzatma bölümünde de Necati'nin bulduğu 4. gol ile Galatasaray adeta galibiyetini taçlandırdı.
Eğer play-off denen saçmalık olmasaydı, şu anda Galatasaray taraftarları şampiyonluğu yaşamaya başlayabilirdi. Nitekim bunlara rağmen Galatasaray, en yakın takipçisiyle arasındaki puan farkını 9'a sabitledi ve Kadıköy'deki maça doğru üzerindeki baskıyı bir nebze olsun azalttı. Oynanan futbol harika olmasa bile galibiyetin kilit oyuncuların etkili oyunlarıyla elde edilmesi de şampiyonluk yolunda önemli bir kriterdir. Şampiyonluk nameleri, inletiyor Sami Yen'i !
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder