26 Temmuz 2012 Perşembe

La Masia Hayal mi ?



Sahadaki başarınızın seviyesi ne olursa olsun, eğer bu başarının sürekliliğini hayal ediyorsanız geleceğinizi sizin yaratmanız gerekiyor hele ki endüstriyel futbolla başa çıkabilecek bir ekonomik seviyeniz yoksa. Futbolun çağımızda ulaştığı boyutlar, bu oyunun artık yetmişli yıllardaki gibi sahada oynanmadığını gösteriyor. İnsanoğlu kendisine bahşedilen hiç bir şeyin kirlenmesini engelleyemediği gibi, futbolun içine de bazı değerlerin girmesine engel olamadı.

Brezilya ve Arjantin gibi tüm dünyaya oyuncu ihraç etmenin adeta bir geçim kaynağı olarak görüldüğü ülkeler dışında Avrupa'da futbolun işleyişi daha çok paraya dayanıyor. Fakat bu genellemenin dışında kalan ve futbolu sonunda kazanacakları şeyler için değil, futbola kazandıracakları şeyler için benimseyen ülkeler veya daha özele inecek olursak kulüpler var.

Yazıma La Masia'nın bir görseliyle başlamıştım ve ilk örneğimi de buradan vermek isterim. La Masia, Barcelona'nın adeta bünyesinde barındırdığı genç futbolculara sağladığı bir ikinci yuva. La Masia'nın başarıları da son dönemde izlediğimiz futbolcularla sınırlı değil. Barcelona, dönem dönem dışarıya başvursa da antrenörlerini dahi öncelikli olarak La Masia'dan seçiyor, Guardiola, Villanova örnekleri gibi. Bugün, birer kalite olarak bahsettiğimiz onlarca Barcelonalı futbolcunun da kökeni La Masia'ya dayanıyor, Messi, Pique, Pedro, Jeffren, Valdes, Fabregas ve Busquets gibi.

Hollanda'ya geçecek olursak PSV ve Ajax alt yapıdan oyuncu yetiştirmek konusunda adeta büyük bütçeli kulüplere bir ders verir nitelikte. Yıllarca Hollanda futbolu ekolüyle yetişmiş futbolcular dönemlerine damgalarını vururken başrolde ise bu iki kulüp vardı. Ronaldo, Cruyff, van Basten, Rijkaard, Sneijder, van der Vaart, Kluivert gibi futbolcular bu önemli alt yapı sistemlerinin birer ürünü ve Hollanda'nın her daim bir futbol ekolü olmasının baş mimarları.
Daha bir çok örnek var futbol ve alt yapı sistemlerine dair, fakat en dikkat çekici örnekleri bunlarla sınırlayabiliriz. Ekonomik sistemleri oldukça yüksek rakamlara yıldız futbolcular almaya elverişliyken yıllardır süregelen bir gelenek haline gelen alt yapı sisteminin ülkemizde neden hala " O çocuğa mı güveneceğiz ? Bunu mu izlemeye geldik ? " bakış açılarıyla sınırlandırıldığını anlamak güç. Yıllardır ülkemizde forma giyen ve çoğu insan için içimizden biri olan Fenerbahçeli Alex'in ise bu konuda yaptığı açıklama gerçekten çok çarpıcıydı: " Türkiye'de gençlerin futbol oynamasına elverişli bir sistem yok, çok katı bir yapı var. " diyordu Brezilya'nın Avrupa'ya sunduğu bir diğer yetenek. Yazıktır ki, bunu hala idrak edemeyen kalıplaşmış zihniyetler şu anda futbolumuzu yönetiyor.

Futbolu mahallenin zengin çocukları gibi satın alarak oynamak yerine, kağıttan yaptığı topla gece gündüz günün birinde hayal ettiği formayla atacağı golün heyecanıyla yaşayan bir çocuk gibi futbola bakmalıyız kanaatimce. Futbol akademileri kurmayı, 30'undan sonra sadece biraz heyecan aramak için buraya gelecek oyunculara yeğlemeliyiz. Oturtulacak bir sistem, bize anında başarıyı asla bahşetmeyecektir. Fakat hangi ağaç size diktiğiniz sene mahsül veriyor ki ?






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder