26 Ağustos 2011 Cuma

Visca Barca, visca el fútbol


Endüstriyel futbolun getirilerini izlediğimiz şu günlerde bizi eskilere götüren tek takım Barcelona belki de, tabiki onlar da bu futbolun bir parçası fakat alt yapıdan yetiştirdikleri oyuncuları ve teknik direktörüyle onlar diğerlerinden çok daha farklı.

Pep Guardiola'nın gelişinden sonra Barcelona adeta bir uzay takımına dönüşürken bu başarıya erişmek adına çok yol katettiler. Öyle bir sistemin ürünüler ki bu gece Porto'ya karşı stopersiz tam 90 dakika mücadele etmelerine rağmen tek bir açık bile vermeden mükemmel bir takım savunması örneği verdiler. Her oyuncu diğer 10 arkadaşının açığını kapatmak için mücadele veriyor, Dünya'nın en iyisi Messi bile kişisel yeteneklerini kullanarak sıyrılmak yerine bu işleyen çarkın bir parçası olmayı tercih ediyor. Rakipleri Porto'nun da onlardan aşağı kalır yanı yok aslında. Oradaki mükemmel sistem de kaybolan her parçayı zaman kaybetmeden telafi ederek yoluna devam etmek konusunda uzman. Her sezon yetiştirdikleri gençleri üstüne çok büyük kar koyarak Avrupa'ya satan Porto bir an olsun bile Portekiz'in zirvesinden, hatta Avrupa'nın zirvesinden inmeyerek önemli olan şeyin sistematik ve çalışma azmi olduğunu gösteriyor bizlere. Bu 2 takım endüstriyelliğe karşı direnen belki de en önemli 2 silahşörü futbolun. Ama bu 2 takım tek başına diğerlerine baş kaldırabilecek kadar büyük ve asil. Bunu belki de onur ve gururun para ile çatışması olarak yorumlayabiliriz. Fakat ne olursa olsun güzel futbol kazandığı sürece renkler ve inançlar ne olursa olsun milyonlar zevk almaya devam edecek. Barcelona'yı izlerken en ufak bir ver-kaçın bile yüzümüzde oluşturduğu o mayhoş tad olduğu sürece futbol hiç ölmeyecek.
Katalan tribünlerinden ufak bir alıntı yaparak yazımın başlığında değindiğim gibi : " Visca Barca, visca el fútbol " yani, Barcelona kazanınca, futbol kazanır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder